Diyetinfo / Diyetisyen Şengül Üre

Bloğumuza Hoş Geldiniz

Adres:Bağdat Caddesi No:299 Caddebostan/İstan
Tel: 0216 360 00 50
e-mail: bilgi@diyetinfo.com







12 Ağustos 2022 Cuma

HEMOGLABİN A1 C (HBA1C ) NEDİR ?

 

 

   Hemoglobin A1C diyabetlilerin izlenmesi ve kontrollerinin  sağlıklı olarak yapılabilmesi  için  kullanılan   bir kan testidir .2-3 ayda bir yapılan test  ortalama kan şekerini kontrol etmek için kullanılan bir yöntemdir  Hemoglobin A1C miktarı geçmiş 3 ay boyunca kan şekerinin  ne kadar miktarda ve sıklıkta yükselmiş olabileceğini göstermektedir

 Kan şekeri Kandaki alyuvarlarda bulunan hemoglobin adı verilen protein ile birleşerek ( buna glikozillenme denir) hemoglobin A1C oluşturur.Alyuvarların yenilenme ömrü üç aydır.    Alyuvarlar 3 ayda yenilendiği için   kan şekerinin normal  ise allyuvarların hapsettiği şeker normal olacaktır. Ancak hemoglobin A1C testi yüksekse kanda alyuvarların hapsettiği şeklinde yüksek olduğu  sonucu ortaya çıkar ..

   Kan şekeri takiplerinde kan şekerinin yüksek esyretmesi sağlık açısından istenmeyen bir durumdur.   Kan şekerini sürekli yüksek kalması damarlarda endotel tabakasının zarar görmesine neden olur. Özellikle kılcal damarlarda daha erken hasarları oluşur damarlar   zarar gördüğünde de damarın beslediği organlar fonksiyonlarında bozukluklar ortaya çıkar

     Kan şekeri açlık stres tokluk enfeksiyon ve fiziksel aktivite gibi durumlarda değişkenlik gösterebilir. Yapılan çalışmalarda Kan şekerinin istenilen düzeyde tutulması böbrek bozukluklarını %50 6 oranında göz problemlerini ve bozuklukları %76 oranında sinir sisteminde ortaya çıkan hasarları %60 oranında azaltabilmektedir

   Bu nedenle 3 ayda bir yapılan  Hemoglobin A1C (HBA1C)  testinin  takip edilmesi oldukça önemlidir. Hemoglobin A1C nin yüksek olmasının yanı sıra düşük olması da kan şekeri düzeyinin düşük olduğunu hipoglisemi riski ne açık olduğunu ifade eder Tip 1 ve Tip 2  diyabet hastaları için başlangıçta  3 ayda bir daha sonar  bireyin doktorunun önerisi ile takipler devam eder

 

HEMOGLOBİN A1C (HBA1C )  KAÇ OLMALI ?

Diyabet hastalığı bulunmayan sağlıklı bireylerde :

HbA1C düzeyinin %4,7 - %5,6 arasında olması

Prediyabet ve gizli şeker

 HB A1C düzeyinin %5,7i- %6,4 aralığında bir değerde tespit edilmesi durumunda genellikle prediyabet   yada diğer adıyla  gizli şeker  değerlendirmesi

 Diyabet

6.5 ve üzeri

   Diyabet  prediyabet  ve   Hipogisemi   takibi için doktor  bu kile onu hakkında takibi mutlaka değerlendirmek doğru tedaviyi destekler 

 

Amerikan Diyabet Birliği  Hba1c değerinin

 %6 ise  3 aylık ortalama kan şekeri yaklaşık 126

%7 ise   3 aylık ortalama  kan şekeri yaklaşık 152

%10 ise  3 aylık ortalama kan şekeri  yaklaşık  240

Civarında olabileceğini bildirmekteditr.

 

Kronik hastalıklar ev bazı ilaçlar HBA1  değerini etkilemektedir.

HEMOGLABİN A1C ( HBA1C)  DÜŞÜRÜLEBİLR Mİ ?

 

Hgba1c  değerinin düşürülmesi kan şekeri değerlerinin  kontrol altın alınması ile gerçekleşebilir.

 Diyabet li veya prediyabetli bireylerin hekimleri ile  doğru iletrişim halinde olması doğru tedavi planı  kullanılan ilaç veya insülin  dozunun planlanması ,doğru ve kişiye özel  beslenme programı ve tıbbi beslenme tedavisi ,, doğru planlanmış egzersiz ve   diyabet eğitimi, sonucunda   doktor ,diyetisyen, diyabet hemşiresi takibi ile    değerlerde değişimler söz konusu olabilir.ANCAK TAKİP ÇOK ÖNEMLİDİR.

Diyetisyen ŞENGÜL ÜRE

Diyetinfo

Beslenme Eğitimi ve Danışmanlık

Bağdat caddesi – Çiftehavuzlar/ Kadıköy /İstanbul

 

15 Nisan 2022 Cuma

PREBİYOTİKLER VE SAĞLIĞIMIZ

Prebiyotik nedir ?

Prebiyotikler  probiyotikler de olduğu gibi  önemi son yıllarda artan  bir kavramdır.

Probiyotiklerle  perebiyotikler  zaman zaman karıştırılabiliyor. Ancak  şöyle tanımlıyabilriz   bağırsakta bulunan yararlı bakteriler probiyotik  ,onları besleyen  sindirilemeyen  lif yapısındaki bileşikler ise prebiyotik olarak tanımlanır.

  Bağırsakta bulunan trilyonlarca  bakterinin işlevlerini dengede ve sağlıklı yapabilmesi için prebiyotiklerin görevi çok önemelidir. Diğer bir tanım ise

  Prebiyotikler : gastrointestinal sistemde bakteri florasının yapısında işlevinde değişikliklere neden olan çoğalmasını sağlayan konakçı sağlığını olumlu   yönde etkileyen seçici olarak fermente edilmiş kompleks Karbonhidratlar olarak tanımları

 Basit olarak bağırsakta bulunan bakterilerin  enerji kaynakları olup bağırsakta kısa zincirli yağ asitlerinin  üretimi için önemlidirler.

 Yapılan   çalışmalar  sonucunda elde edilen veriler  prebiyotiklerin gastrointestinal sistem  ve  bağırsak   sağlığı  açısından çok önemli  görevleri olduğunu göstermektedir.Bu görevlerin mmunolojik metabolik ve koruyucu  görevler olduğunu ve sağlık üzerine çok olumlu etkiler  gösterdiği tespit edilmiştir.

 Prebiyotikler gastrointestinal sistemde bakteri florasının yapısında işlevinde değişikliklere neden olan çoğalmasını sağlayan Konakçı sağlığını olumlu  yönde etkileyen seçici olarak fermente edilmiş kompleks Karbonhidratlar olarak tanımları aynı zamanda lif olarak kabul edilir    Ancak her prebiyotik  lif  özelliği taşımaz.  (Örneğin   Selüloz ve Pektin   lif özelliği taşımaz )

Prebiyotikler kendi arasında 

1 -İnulin  :;Pirasa sogan  kuşkonmaz enginar sarimsak  hindiba
2-Fruktooligosakkaritler( FOS) ; Sogan sarimsak enginar muz
3-Galalaktooligosakkaritler (GOS)
4- Laktüloz

Olarak 4 gruba ayrılır

 

En iyi prebiyotik kaynakları   :

-       Muz 

-       Lahana

-       Pırasa

-       Enginar

-       Elma

-       Kuşkonmaz

-       Soğan

-       Sarımsak

-       Kakao

-       Arpa

-       Yulaf

-       Brokoli

-       Turp

-       Hindiba

-       Yer elması

-       Yeşil yapraklı sebzeler

-       Tam buğday ekmeği

Sağlıklı beslenme adına tabakların renkli olması her besin grubundan ihtiyaç ölçüsünde gün içinde besin tüketimi perebiyotikten zengin beslenmeyi ve beraberinde bağırsak bakterilerin iyi beslenmesini destekler

Probiyotiklerin sağlık üzerine etkileri  nelerdir ?


Pratikte   günlük beslenme programlarında    prebiyotik içeriği yüksek beslenme  sağlık için oldukça yararlıdır.  Probiyotik bakterilerin  beslenmesinin yanı sıra sindirim sisteminin düzenler erken güçlü bağışıklık metabolik kontrol ve birçok sağlık sorunun giderilmesine yardımcı olur

 - Kabızlık sorununun   giderilmesi ve   bağırsak hareketlerini düzenlenmesinde  

 -  Su ve sodyum emilimini sağlayarak   İshale bağlı etkilerin en düşük hale indirilmesine   

-  İnülin ve FOS ( Fruktooligosakkarit ) kullanımı bağırsak sağlığını  , çeşitli   enflamatuar bağırsak hastalığının ve kolon kanserinin tedavisinde de olumlu etki sağlar

- Gastrik boşalma süresini yavaşlamasına 

- Glikozun yavaş salınımına  

- Postprandial insülin seviyesinin dengesini oluşmasına     

- Prebiyotikler bağırsak florasına ve sindirim sistemi düzenlerken magnezyum ve kalsiyum emilimini olumlu etkil

- Sindirim sağlığını 

 -İnflamasyonun azaltılmasına 

-  Kilo verme sürecine  ve obezitenin yönetilmesine    

- Doygunluğun desteklenmesine   

- Sekonder safra salınımını dönüşümlü azaltarak yağ metabolizmasının düzenlenmesine

 -Kolesterol seviyeleri düzeltilmesine  

- Otoimmun  hastalık ve semptomlarının daha iyi yönetilebilmesine

Destek sağlarlar

 Diyetisyen ŞENGÜL ÜRE

Diyetinfo

Beslenme Eğitimi ve Danışmanlık

Bağdat caddesi – Çiftehavuzlar/ Kadıköy /İstanbul

22 Mart 2022 Salı

OBEZİTE GÜN GEÇTİKÇE ARTAN ÖNEMLİ BİR SAĞLIK SORUNU MU ?

 

Obezite günümüzün en önemli sağlık  sorunlarından biridir...Estetik bir problem olarak değerlendirmek günümüzde obezite için yeterli bir tanım değildir.

Obezite genel olarak vücudun yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının artması  sonucu  boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının  arzu  edilen düzeyin  üzerinde  olması olarak tanımlansa da

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre

Obezite tanımı vücut sağlığını bozacak şekilde aşırı yağ birikimi olarak tanımlanmaktadır


Obezite günümüzde dünyanın ve toplumların büyük bir kısmını ilgilendiren gelişmiş ve gelişmekte   olan ülkelerin   bulaşıcı olmayan hastalıklar alanında en önemli sağlık sorunudur.

   Dünya nüfusunun yaklaşık % 15'i obezite sorunuyla karşı karşıyadır Dünyada 1.9 milyardan fazla kilolu ,650 milyon obezite sorunu olan  nüfus  bulunmaktadır  Dünya Sağlık Örgütünün 2016 verilerine göre obezite dünya genelinde 1975'ten bugüne yaklaşık  3 kat o   göstermiştir. Yapılan projeksiyonlarda 2030 yılına gelindiğinde mevcut nüfusun     popülasyonun obezite  sorununu giderek artan bir oranda  yaşayacağı görülmektedir

  Obezite ile ilgili hastalıklar değerlendirdiğini de yaklaşık 4.7 milyon insanın her yıl obezite sorunu ile ilişkili hastalıklardan ölümlerinin gerçekleştiği bilinmektedir Bunun günlük hesaplaması yapıldığında ise yaklaşık 13000 kişinin gün de obeziteye bağlı hastalıklardan vefat etmesi anlamına gelmektedir. Dünyada obezitenin sık görüldüğü yer olarak ilk sırada Amerika Birleşik Devletleri   gelmektedir Avrupa'da ise şu anda Türkiye en fazla obez olan ülke olarak değerlendirilmektedir. Ülkemizde  ise her 100 kişiden 21 kişide obezite sorunu olduğu bilinmektedir.Üstelik çocuklarda obezite oranı gittikçe artmaktadıdır.

    Türkiye'de obezite durumunu değerlendiren son verilerde obezitenin en yüksek görüldüğü bölgeler yüzde 37,5 ile Batı Karadeniz ve yüzde 36,9 ile Orta Anadolu olurken en az görüldüğü bölgeler ise yüzde 24,2 ile Güneydoğu Anadolu ve yüzde 24,5 ile Ortadoğu Anadolu oldu. Kadınlarda obezite oranının yüzde 39,1, erkeklerde ise yüzde 24,6 olduğu belirtilmiştir. İstanbul'daki obezite oranı ise yüzde 30,7 olarak tespit edildi. Nüfusun yüzde 34'ünün ise aşırı kilolu olduğu belirtilirken erkeklerde bu oran yüzde 39,9 kadınlarda ise yüzde 27,6 olarak açıklandı.

   Peki çocuklarda durum ne diye değerlendirdiğimizde 1976'da 5-19 yaş arasındaki çocuklarda obezite oranı %4 iken  2016'da bu oran %18 lere kadar artış göstermiştir.Özellikle çocukların çocuklarda da gittikçe artan obezite sorunu gelecekte birçok  sağlık sorununa   temel oluşturabilmektedir .Yapılan çalışmalar anne ve babadn biri  obez ise çocukların obez olma ihtimali %35- 40  eğer ikiside obez ise çocuğun obez olma ihtimalı %75-80 e kadar çıkabildiği gösterilmiştir.

 

   Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre obezite

 -Tip 2 diyabetin % 80 inden

- Kalp hastalıklarının %35 inden

- HiperHansiyonun %50 5'inden sorumlu

   tutulmaktadır

7 Şubat 2022 Pazartesi

KALP VE DAMAR SAĞLIĞINIZI KORUMAK İÇİN

 Dünyada ve ülkemizde yaşam tarzını tehdit eden en önemli sağlık sorunlarının başında Kalp ve Damar hastalıkları gelmektedir. Ülkemizde yetişkin nüfustaki Ölüm nedenleri arasına ilk sırada koroner kalp hastalıkları (KKH ) gelmektedir.Hastalığın  oluşum risk faktörleri arasında  yaşam tarazı yaş cinsiyet  diyabet stres hipertansiyon sigara alkol  vb bulunmaktadır.

Dünya Sağlık Örgütü  (WHO) uygun yaşam tarzı değişiklikleri ve düzeltilebilir risk faktörlerinin kontrol altına alınması ile kalp damar hastalıklarına bağlı ölümlerin dörtte üçünden fazlasının önlenebileceğini bildirmektedir.

 
   Kalp damar hastalıkları ve inmeyi önlemek veya geciktirmek ve bu hastalığa yol açan nedenleri ortadan kaldırmak, çocukluktan itibaren başlayan sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri ve kalp dostu beslenme ile mümkündür Özellikle çocukluk ve ergenlik döneminden itibaren başlayan sağlıklı beslenme alışkanlıklarını kazandırma son dönemde daha fazla öenme kazanmıştır.

  Kalp ve damar sağlığını korumada beslenmenin önemi uzun yıllardır bilinmektedir Yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesi açısından oldukça önemli olan damarlar her organımız ve dokularımız için ayrı önem taşır. Bu nedenle  damar  sağlığını korumak  adına beslenme mümkünse bireysel olarak değerlendirilerek bireyin davranış  yaşam biçimi değişiklikleri ile birlikte    kardiyolog kalp damar cerrahi ve diyetisyen işbirliği ile hareket etmek doğru bir Adım olacaktır. Değiştirilemeyen risk faktörlerinin yanı sıra ( yaş genetik vb ) yaşam tarzı değişiklikleri adına atılan her adım  vücudu ve damarları en iyi şeklide koruyacaktır.

1-Akdeniz beslenme modeli damar sağlığını korumak adına en etkin beslenme modellerinden biridir. Sürdürebilir   beslenmeyi esasa alarak  doğayı toprağı ve yerel üreticileri de koruyarak seçilen  her yiyecek bedeni duyguları ve damarları koruyacaktır.

.

2 –Kilo sorununuz varsa mutlaka “Sağlıklı Beslenme “ ilkelerine dikkate ederek kilo vermeye çalışın .Hızlı ve yanlış yöntemler seçilerek uygulanan zayıflama yöntemleri damarlara ve kolesterol  değerlerine kan şekeri seviyesine   duygu durumununa ve yemek yeme davranışlarına vb zarar verebilmektedir.

3 – Vücudunuzda yağlanma sorunu varsa kilo verme sürecinde yağ yakarak beslenmeye özen gösterin

4-  Pre Diyabet veya diyabet sorununuzu doğru destek alarak yönetmeye çalışın..İnsülin seviyesi  yüksek ise mutlaka doğru beslenme ve medikal destek konusunda danışmanlık alın.

5--Kolesterol  HDL,LDL,TG düzeylerinizi kontrol altında tutmaya çalışın.

6- 5 -7 Porsiyon  mevsim meyve ve sebzesi tüketmeyi ihmal etmeyin

7--Omega 3,ün bitkisel ve hayvansal kaynaklarından zengin beslenmeye çalışın

8-Egzersiz yapmayı alışkanlık haline getirin..Sağlık sorunlarına dikkat ederek Dünya Sağlık Örgütü ( WHO ) ve  genel sağlık  önerileri doğrultusunda yürüyüş yapmaya ve hareketli olmaya gayret edin

9-  .Su içmek için susamayı beklemeyin 

10-İnsülin direnciniz varsa sağlıklı  doğru ve beslenme düzeninizi oluşturarak yüksek olan insülin seviyenizi düşürmeye çalışın.  

 11-Hızlı kilo alıp vermekten  damarlarınızı korumak adına uzak durun

12 -Stresinizi yönetmeye çalışın .Gerekierse bu konuda destek alın. Stres savar olmayı öğrenmeye çalışın.Stres yönetiminde besinlerin gücünden faydalanmayı ihmal etmeyin.

13-Posadan ( liften )zengin beslenmeye çalışın .Gün içinde  tüketilen 25-30 gr posa koesterol seviyelerinin düşmesinde ve damar sağlığının korunmasında etkilidir.

1 4-B12  vitamini   açısından zengin  besinlerle beslenmeye çalışın

 15-Meyve suyu, asitli içecekler , asitsiz ama bol enerjili içecekler , enerji içeceklerinden uzak durun  

16-Doymuş yağ oranı yüksek şarküteri ürünleri pastane mamülleri ve paketlenmiş  ürünleri beslenmenizden  uzaklaştırın.

17- Sağlıklı yağları   özellikle zeytinyağını tercih edin. Ancak miktarını abartmayın.

18-Sakatatlardan   (karaciğer, beyin, böbrek, işkembe, dil vb),  her ne şekilde hazırlanırsa hazırlansın uzak durmaya çalışın

19 –Yağ ve özellikle doymuş yağ   içeriği yüksek gıdalar ( tereyağ kuyruk yağı iç yağı margarin kaymak, krema, mayonez, çikolata ve yağlı soslar),yağda kızartma ve kavurmalar  şarküteri ürünlerinden  vazgeçin 

19 - Kabuklu deniz mahsüllerinin tüketimine dikkat edin

20- Et su tablet vb lezzet arttırıcıları  ve sosları kullanmamaya gayret edin

21-Rafine karbonhidrat ve şekerden uzak durun.

22- Alkol tüketimine dikkat edin .

23 – Fast food türü  beslenmeyin

24- Sağlıklı pişirme yöntemlerini tercih edin

25 –Tencere yemekleri ve mümkünse Akdeniz  Tipi beslenme modeline uygun yemekleri hayatınıza daha çok  YER VERMEYE ÇALIŞIN

26- Sağlıklı yağ tercihleri  özellikle ( çoklu doymamış yağ asitleri içeriği zengin yağlar )yaparken  kadar tüketmeyi ihmal etmeyin

27- Antioksidan içeriği zengin  beslenmeye çalışın. 

 28- Tarçın, zencefil, zerdaçal baharatlarına sofranızda  yer açın

29- Düzenli uyku  uyumaya çalışın

30 – Tansiyon sorununuz var ise  kontrol altına almaya çalışın

31-  Sigaradan  durmaya çalışın

Diyetisyen ŞENGÜL ÜRE

Diyetinfo

Beslenme Eğitimi ve Danışmanlık

Bağdat caddesi .No:211/25  Ömür Apt  Çiftehavuzlar/ Kadıköy/ İst

 

 

18 Ocak 2022 Salı

KİLO VERME YOLCULUĞUNDA , MUCiZE SiZSiNiZ.

 



Medikal tedavinin sağlıklı besleme ile desteklenmesi tedaviye katkı sağlar , yaşam kalitesini arttırır ,ekonomiye destek sağlar .

Ancak bir.Bu özellikle kilo verme yolculuğu ise kişiye özel her şart değerlendirilerek hazırlanmış beslenme programı ile uygun zaman diliminde takip ,düzen, tekrar ve sabırla bireyler –kişiler “kendi mucizelerini” sergilerken sonuçta sağlıklarına değer katarlar.Sağlık koşulları dışında, yaşam kalitesi artar ,motivasyonu artar , enerjisi artar sindirim sistemi sağlığı düzene girer , uyku kalitesi artar ,egzersiz ve hareket kabiliyeti artar , sağlık harcamalarında azalma vb bir çok kazanım kendi mucizeleri sayesinde gerçekleşir.

Peki neler yapmak hangi adımları atmak gerekir ?

1-Kendi mucizenizi yaratmaya ve değişime hazır olun

2-.Kendinize zaman tanıyın ve sabırlı olun

3- Sağlıklı ve sürdürülebilir alışkanlıklarınız için gerekli sağlık profesyonellerinden destek alın ( endokrin veya dahiliye dr u diyetisyen vb )

4- Sağlık koşullarınıza uygun sizin için hazırlanmış bir Beslenme Programını tercih etmeye çalışın

5-- Vermek istediğiniz gerçekçi ve doğru kilo hedefini “ Diyetisyeninizle” birlikte belirleyin.(Hızlı kilo vermek her zaman daha fazla ve kilo almak demektir)

6- Gelişigüzel uygulamalar internet önerileri , komşu önerileri ve kopya diyetlerden uzak durun.

7- Sihirli kelimenizin “Yasak” yerine “ölçü olduğunu sakın unutmayın

.

8- Öneriler ,Kulaktan dolma bilgilerle çeşitli karışımlar, ilaç , çaylar vb kullanmayın.

9- Size özel hazırlanmış beslenme programı ile doğru alışverişi yapmaya çalışın Kilo probleminizi çözmeye yardımcı olmak adına :” doğru satın alma “,”doğru yemek pişirme “yöntemlerini öğrenmeye çalışın

10—Stres günümüz koşullarına hayatı etkileyen çok önemli bir faktör Ancak yemek yemek veya atıştırmak stres yönetiminin iyi bir arkadaşı veya çözüm ortağı değildir

.

11- Kilo probleminizin çözümü için doğru çözüm ortaklarını seçin.Sizin için (eğer var ise) özel olarak planlanmış beslenme programını düzenli olarak uygulayın.

12- Beslenme programına yapılan her yorum kilo verme yolculuğunuzdaki engel olacaktır. Sizin için planlanmış bir beslenme programı varsa mutlaka düzenli uygulaya çalışın

13- Doğru “yemek yeme şeklini” öğrenmeye çalışın. Kendinize değer verin .Yemeklerinizi ayakta atıştırma şeklinde değil, zaman ayırarak ve masa başında yemeye gayret edin.

14- Paketlenmiş ürünler ve şekerli gıdalarla aranıza mutlaka mesafe koymaya çalışın.

15- Sadece susayınca değil gün içinde 2.5-3 lt su tüketmeye çalışın.

16 – Günümüzde artık “Krono “Beslenmenin” önemi gittikçe arttı.Bu nedenle öğün saatlerine ve uyku saatlerinize mutlaka çok dikkat edin.

.

17- Hareketli olun hareketli kalın ancak egzersiz yapmayı ihmal etmeyin Özellikle yürüyüş en iyi egzersiz modeliniz olabilir.

18- Kilo verme yolculuğunda , profesyonel bir destek alma amacıyla yol arkadaşınız DİYETİSYEN den size özel bir “Beslenme Programı” için destek almış iseniz sizin için hazırlanmış BESLENME PROGRAMI yada ;REÇETEYE hiç yorum yapmadan programınızı disiplinle uygulayarak kolay ve kalıcı kilo verebilir KENDİ MUCİZENİZE ve bu mucize ile birlikte bir çok sağlık sorununun çözümüne tanıklık etmiş olursunuz

9 Kasım 2021 Salı

YENİ ÇALIŞMA(HİBRİT ) DÜZENİNDE KİLO ALMADAN SAĞLIKLI BESLENME

 


EVDEN VEYA İŞYERİNDE ÇALIŞIRKEN       BESLENME   NASIL OLMALI ?

 

   Dünyayı derinden etkileyen  Pandemi dönemi hayatın ve özellikle iş hayatının farklı şekillenmesine neden oldu.Bir dönem evden home ofis çalışma söz konusu oldu. Ancak  ası mesafe maske ve  korunma önlemlerinin   devam ettiği bu dönemde birçok işyerinde  . artık” hibrit “çalışma modellerine geçildi.

   Çalışma şekli İster evden ister işyerinde devam etsin “Beslenme “bu  özel beslenme  çalışma  döneminde  çok etkilendi. İpsos un yaptığı araştırmaya göre  pandemi şartlarının  zorlu olduğu ve evden çalışılmanın yoğun olduğu dönemde  toplumumuzda 3.26 -6.6 kg arasında kilo artışı oldu    Sağlıksız beslenme  başta olmak üzere birçok neden bir araya geldiğinde     insülin direnci  ,diyabet kalp damar   kanser  vb  hastalıkları  da   artış gösterdi.

  Evden veya hibrit çalışırken kilo almamak  nelere dikkat etmeli  ?

-Güne mutlaka  (10 dk erken kalkıp) kahvaltı ile başlamalı

- Kilonuzu  korumak  iş verinizi  arttırmak ve kaliteli yaşam için 3 ana 2-3 ara öğün beslenme modelini tercih edin

- Öğün atlamayın .Her atlanan öğün akşam daha fazla yemek hızla karın bölgesi yağlanması veya dikkat dağınıklığı anlamı taşır..Her öğünde besin değeri yüksek içeriklere yer verin

-Öğün kavramını oturtabilmek için saat kurarak öğün saatlerinizi bedeninize ve zihninize hatırlatın

-Yemeklerinizi mutlaka yemek masasında tüketin

- Çalışma ortamı olarak mutfağı ve mutfak masasının seçmeyin 

- Öğünlerinizi  iş planınızı mola zamanlarınızı  mutlaka  planlayın 

- Yemeklerinizi mutlaka  öğünlerinizden önce hazırlamaya çalışın.  Mümkünse öğlen ve akşam yemeklerinizi bir gece önceden hazırlayıp uygun şartlarda saklamaya özen göstererek ertesi gün öğünlerinizde tüketmeye çalışın

- Yemekleriniz hazır olmadığında acıkmış olacağınız ve  yemek hazırlama için harcanan  zaman mesainizi etkileyeceği için   daha fazla ,daha hızlı yemek veya öğünü geçiştirmek söz konusu olabilir.Bu durum  iş verimini , kiloyu ve sağlığızın olumsuz  etkilenmesine neden olur..

- Öğünlerinizde yapacağınız yemekleri planlamak doğru alışveriş doğru tüketim ve bütçeye katkı sağlar

-- Çalışma masasının yanında mutlaka su bulundurun..İş yoğunluğundan su tüketimi azalınca dehidratasyon  gelişir.Dehidratasyon sonucunda  baş ağrısı ve dikkat  dağınıklığı  ve iştahta artış meydana getirebilir.Sonuçta  odaklanma ve dikkat sorunu yaşanarak iş veriminde kayıp , iştah ve  açlık sinyallerinde artış ortaya çıkabilir.  

- Su içmekte zorlanıyorsanız suyunuzu  meyve dilimleri ile zenginleştirip aromasını arttırıp tüketimini kolaylaştırabilirsiniz.

- Yemeklerde asitli içeceklerden uzak durun.Gün içinde ( tansiyon ve böbrek sağlığı ile ilgili sorun yok ise )sadece 1 şişe maden suyu tüketin

- Her öğündeki tabağınızda 4 renk ve 4 besin grubuna yer verin

- Atıştırmalar  sağlıklıdır düşüncesiyle avuç avuç kuruyemişler ( sağlıklı diye ) olamamalı..Kuruyemişte dahil olmak üzere sağlıklı olan bütün atıştırmalıkların enerjisinin çok yüksek olduğunu unutmayın. Günde 30 gr ı geçmeyen kuruyemiş tüketimini  tercih edin

- Gelişigüzel  (stres nedeniyle) kuru yada taze meyve tüketmeyin  Ara öğünlerde taze ve kuru meyve  miktarlarına  dikkat ederek   .Günde 2-3 porsiyon mevsim meyvesi tüketmeye gayret edin.

- Sağlıklı , şekersiz  vb olarak satın aldığınız bir çok kurabiye   kek vb bol enerji içerdiğinin ve hızlı kilo artışına sebep olduğunun  unutmayın

- Yemeklerinizi eğer dışarıdan  sipariş  veriyorsanız  pişirme şekline ve yanında  bulunan eşlikçilerine dikkate  edin.Özellikle ızgara seçimi ve yanında salata ilk tercihiniz olsun.

- Dışarıdan yemek  siparişlerinizi verirken daha sağlıklı  pişirme şeklinin ve porsiyon miktarı kontrollü  menüler  önceliğiniz olsun.

- Duygusal açlık söz konusu olunca farkındalığınızı arttırmaya çalışın

  – Mesai sırasında mümkün olduğunca küçük molalar vererek odada veya ev içinde dolaşmaya hareket etmeye  çalışın

- Omega 3 açısından   zengin beslenmeye çalışın.  Omega 3 ü  besinler dışında b kullanmanız söz konusu ise  ise  doktor veya diyetisyeninizden destek alın..Unutmayın Omega 3  dikkati arttırır  stres ve kilo yönetimine destek sağlar.

 –Zaman kaybediyorum düşüncesi ile öğün atlamak hızla kilo artışına neden olur. -

 Kafein in fazla tüketimi baş ağrsı dehidratasyon  sindirim sorunları  yorgunluk yaratabilir.Aşırı kafein  kaynaklarını tüketmekten kaçının.

-İşyerinize giderek çalışma söz konusu ise iş yerinde çıkan yemekleri  porsiyon kurallarına dikkat ederek tüketmeye çalışın.

-İş yerinize gittiğiniz günlerde mutlaka kahvaltınızı yapın ve ara öğünlerinizi hatta yemek çıkmıyorsa öğlen yemeğinizi yanınızda götürmeye çalışın.

–Uyku düzeninize çok dikkat edin Evden çalışıyorum düşüncesi ile  geç yatmak  sabah   uyanma saatinin ve kahvaltı düzenini ve iş verimini etkiler.

-Hergün kendinize  açık havada yürümek için fırsat yaratın

,BU HAYAT SİZİN ZAĞLIKLI BESLENİN

 

 Diyetisyen ŞENGÜL ÜRE

Diyetinfo

Beslenme Eğitimi ve Danışmanlık

Bağdat caddesi –Caddebostan / Kadıköy /İstanbul